“Peki kim kalbin akıldan daha önemsiz olduğunu söyleyebilir ki? Sana
evrendeki düzenin tıpkı kan dolaşımı gibi kalbi esas aldığını, her şeyin kalple
anlaşılabileceğini, evreni açıklamak için aklın yetersiz kalacağını ama kalp
ile yapılan yönelişlerin kâinattaki düzene uyum sağladığını nasıl anlatmalıyım,
bilemiyorum. Aklınla sihirbazlık düzenekleri kurabilirsin ama kalbinle sihir
yapabilirsin. Akıl bir depremin rakamsal şiddetini ölçebilir ama kalp rakamın
neden öyle takdir edildiğine vâkıf olur. Akıl sahnelenen oyunu izah eder, kalp
oyunun yazarını anlamanın peşindedir. Akıl hadiseleri açıklar, kalp ise
hadiselerin perde arkasındaki sebebi. Akıl bilgidir, kalpse bilgelik.”
Yıl 2023, Sina Çölü’nde bir uçak düşer. Yolculardan bazıları son derece
gizli ve esrarengiz ilişkiler ağının parçasıdır. Bölgeyi yeniden şekillendirmek
isteyen kimi okültist ve evanjelik üst akıllar, dijital ağların patronları, güç
odaklarına bağlı insan hakları dernekleri, medya aktörleri, terörist örgütler
ve coğrafyanın savrulan insanları, gençler, bebekler…
Elinizdeki roman, değişmekte olan ve daha da değiştirilmek istenen dünyanın
gelecek kodlarını, nano teknolojinin hakimiyeti ile kalbi arasında sıkışmış bir
delikanlının kaderine kilitleyen nefes nefese bir hikâye; A-71’in hikâyesi.
Viyana Kuşatması’ndan 2071’e uzanan bir macera.
İskender Pala’nın her zamanki yetkin kaleminden…
(Tanıtım Bülteninden)